12 Kasım 2022

Diapsalmata- Soren Kierkegaard

Şair ne demektir? Kalbinde derin kederler saklayan bahtı kara bir insan ama dudaklar öyle biçimlenmiştir ki aralarından dökülen iç çekişler ve feryatlar kucağa hoş bir müzik gibi gelir. Onun kaderi de Phalaris' in boğasının içinde, kor ateşte ağır ağır işkence edilen bahtı karalarınkine benzer, feryatları zalimin kulağına dehşet verici değil de tatlı bir müzik sesi gibi gelir. ve insanlar şairin etrafına üşüşürler, şöyle derler: "Yakında bize yine şarkı söyle." Demek istedikleri şudur; keşke yeni acılar ruhuna hükmetse, keşke dudakların yine önceki gibi biçimlense; zira feryatlar bizi huzursuz etse de müzik mest ediyor.Ve eleştirmenler öne çıkar, şöyle der: Doğrudur, estetiğin kurallarına göre böyle olmalıdır. Dolayısıyla anlaşılıyor ki eleştirmenler şairin neredeyse bire bir kopyasıdır ama tek bir farkla, eleştirmenin yüreğinde derin keder, dudaklarında hoş müzik yoktur. Bu yüzden ben şahsen, Amagerbro'da domuz çobanı olup domuzlar tarafından anlaşılmayı, şair olup insanlar tarafından yanlış anlaşılmaya tercih ederim.

***

Bilindiği gibi üreme anında ölen böcekler var. Bu bütün zevkler için de böyle; hayatın en yüksek, en şahane haz anına ölüm eşlik ediyor.

***

Yaşlılık gençliğin hayallerini gerçekleştiriyor. İnsan bunu Swift'te görebiliyor, gençliğinde bir tımarhane inşa etti, yaşlılığında kendi içine girdi.

***

Her şey dinginlikte kazanılır ve sessizlikte tanrılaştırılır. Tüm geleceğinin sessizliğine bağlı kalması yalnızca Psykhe' nin beklediği bebeğe mahsus değil.

***

Bir tiyatronun kulisinde yangın çıkmış. Bir soytarı sahneye çıkıp seyircileri durumdan haberdar etmiş. Herkes şaka yapıyor sanmış, bir alkış kopmuş; soytarı yine aynı şeyi tekrarlamış; alkışlar daha da artmış. Ben dünyanın, bunun bir şaka olduğunu sanan cin fikirli şaka severlerin alkışları arasında yok olacağını düşünüyorum.

***

Sosyal girişimcilik ve ona eşlik eden muhteşem duygudaşlık giderek yaygınlaşıyor. Leipzig' de kurulan bir komite, ihtiyar atların hazin sonuna olan duygudaşlığından ötürü onları yemeye karar vermiş.

  • Phalaris boğası, Agrigentum şehrinin hükümdarı Phalaris'in ölüm cezasına çarptırılan mahkumların infazında kullandığı boğa heykeli olarak anılır. Mahkum boğanın içine konur, altında ateş yakılırdı. Boğa ısındıkça kurban içinde yanarak ve böğürerek can verirdi. Metinde Kierkegaard'ın boğanın özelliğine dair değinmek istediği ise, boğanın kafasında kurbanın çığlıklarını boğa böğürmesine çeviren bir mekanizmanın olmasıdır.

  • Jonathan Swift, tüm servetini Dublin' deki bir akıl hastanesinin inşasına bağışladı.

  • Yunan mitolojisinde güzeller güzeli Psyche' yi kıskanan Afrodit, Eros' u görevlendirerek onu dünyadaki en çirkin adama aşık etmesini ister. Psyche' yi gören Eros oku kendi kalbine saplar ve Psyche' ye aşık olur. Birlikte yaşamaya başlarlar ama bu bir sır olarak kalmalıdır. Eros, Psyche'nin ihtişam içinde yaşadığını görüp kıskanan ablaları konusunda uyarıda bulunu ve "Sırrımızı sakla, karnındaki çocuğun ölümlü mü, ölümsüz mü olacağı senin sessizliğine bağlı." der.

ALINTIDIR: Alfa Yayınları, Ya/Ya da- Soren Kierkegaard, 1. Basım 2020, Çevirmen: Nur Beıer, Sayfa(61,62,64,77,78,81)