27 Ocak 2021

Sorular Arasına Sıkışan Bir Soru: Ölüm- Müslüm Yücel

“Ey verenlerin tümünün mutsuzluğu

Güneşin kararması!

Ey isteğin isteği!

Ey tokluğun içinde beni yok eden açlık!”

 

Victor Hugo’ya göre hayat kesik bir cümledir ve “insanın bu dünyadan göçerken hiçbir arzusunun gerçekleşmediği”ni söyler. Montaigne daha acımasızdır: ”Hayatı ölüm özentisi, ölümü de hayat özentisiyle bulandırıyoruz; biri canımızı sıkıyor, diğeri korkutuyor.” Ya felsefe? Montaigne’nin buna verecek bir cevabı vardı: “Felsefe bize ölümü öğretir.” Yani nefes aldığımız her an, ölüme çıkan bir merdiven gibi karşımızda duruyor ve insan, yaşamak ve korkmaktan öteye gidemiyor. Bu yüzden midir bilinmez, ilkel insan ölümle bir tesadüf eseri karşılaştığına inandı ve bu tesadüfü ortadan kaldırmak için büyücülere, ruhlara sığındı. Sonra Tanrı gökyüzüne çekildi, insanları göğün derinliklerinden izledi. İnsan Tanrı’ya karşı işlenmiş kötülüklerin bir cezası olarak gördü ölümü. Öldükten sonra huzura ermek için, Tanrı’nın yüzünü yüzünden indirmedi.

ALINTIDIR: Agora Kitaplığı, Edebiyatta Ölüm ve İntihar- Müslüm Yücel, 3. Basım- Kasım 2007, sayfa(3,4)